Connect with us

Hakan ALPAY

Karate-Do İnsanı Eğitir

Published

on

Geçenlerde Burhan Felek  spor tesislerinde 2.Kademe Antrenör kursu yapıldı. Yaklaşık 35 kişilik bir antrenör gurubu bu eğitim faaliyetine katıldığını öğrendim. Bu kursa katılan öğrencim Deniz PEKYILMAZ ile kursiyerlere son çıkan kitabımdan 35 tane imza ederek gönderdim.

Sağ olsun, Deniz Senpai  o kadar kitabı oraya götürüp kursiyerlere teker teker vermiş… Aradan birkaç gün geçti ve cep telefonum çaldı.. Tanımadığım bir numara ve isminin ALPER olduğunu söyleyen kardeşim. Bana teşekkür etmek için  aramış. Beni fazla tanımadığını ama bu kitabımın hediye edilmesinden dolayı teşekkür etmek istediğini söyledi ve telefonu kapattı…. Allah Allah dedim… 35 kişide bir kişi beni arayıp teşekkür ediyor…. Diğerleri…..

Senelerce, Karate do çalışmalarının,  kişiyi her bakımdan eğittiğini, bilhassa sevgi saygı bazında  büyük katkılar sağladığını savunan bir kişiyim… Ve karate do spor sanatını anlatırken de bu vurguyu sonuna kadar yaptım…. Ama zamanla bu düşüncem mi yanlış yoksa kişilere artık bu tür eğitimler verilmiyor… Anlamakta zorlandım… Karate do spor sanatı,nazik insanların sporudur,diye Fonokoshi sensei de mi yanlış bir teşhiste bulunmuştu…

Yoksa ; senelerce tarihi karatenin spor karate olmaması için verdiği amansız mücadelenin arkasındaki gerçek bu davranış şekillerimiydi…Anlamak zor… Türk sporuna uzun yıllar hizmet veren rahmetli Selim Sırrı TARCAN’ ın bir cümlesi ile bu konuyu özetlemek istiyorum.

SPOR, ORMANLIK BİR VADİDE AKAN NEHİR KADAR,ŞEFFAF,TEMİZ VE PARLAKTIR.BU NU ÜÇ ŞEY KİRLETİR…PARA…ENTRİKA…VE POLİTİKA

İyi günler dileğiyle…
Oss

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hakan ALPAY

Geleneksel Karate Ve Sportif Karatenin Geleceği

Published

on

Geleneksel karate ve sportif karate ;son zamanlarda çeşitli görüşlerin açığa çıkmasına sebep olan karate görüşleri. Temelinde  mevcut olan mütevazilik, sevgi ve saygı bağlarını bünyesinde tutan bir spor sanatı. Farklı 2 spor olarak değerlendirmek çok yanlış olur. Zaten karate spor sanatını hangi amaçla olursa olsun yarışma haline getirmeyi, karate ruhuna aykırı bir yapılanma olduğunu hepimiz biliyoruz.
Karate tarihinde 5 .nci ve 7.nci yüzyıllara kadar uzanan bir geçmişten söz edilse de karate olarak şekillenmesi 19. yüzyıldan itibaren  Matsumara vasıtası ile şekillenmeye başlamıştır. Daha önceki geçmişinde isim olarak karate olmamakla beraber, asil kişilerin yaptığı ve toplumda statü atlama olarak ifade edilen bir aktivitenin varlığından haberdarız.
Japon takımadalarının güneyinde kurulan ryu kyu krallığının Naha, Tomori şehirlerinde yapılan çalışmalarla isimlendirilmiş bir şekillenmenin varlığı da mevcuttur.Bu yapılanmanı olduğu yer sadece ve sadece Okinawa adasıdır. Okinawa ile Japonya arasında uçurum denecek bir uzaklık vardır. Çünkü,her iki ülke farklı kişiler tarafından yönetilmekteydi. Bilhassa, Okinawa Çin devleti ile ekonomik ve kültürel bir ilişki içindeydi. Bu ilişki zamanla girift bir durum kazanmıştı.
Geleneksel karate isimlemesini Nakayama ve Egami Senseiler dönemine kadar olan takvimde incelemek lazım. Çünkü,19
ncu yüzyıla kadar olan belirsiz ve isimsiz yapı sonrası 19 ncu yüzyıl ilk yıllarında başlayan şekillenmelerde karate ve do kelimelerinden bahis edilmiyor. Sokon  Matsumara  ve onun öğrencileri olan Anko ITOSU ve Anko AZATO ustalar zamanında sanatın şekillenme ve isimlenmesi başlıyor. 1901 yılında ilk karate gösterisi Tokyo da  yapılıp, Japonya milli eğitim bünyesine sokulmasına rağmen karate sözcüğüne rastlayamıyoruz. 1930 yılında G.Funokoshı  tarafından karate ismi kullanılmaya başlıyor.
Bununla beraber ilk mücadele sporunu tanıtmak adına Naifanchi veya Naıhanchi katasını çizmiştir. Günümüzde Naihanchi 1.2 ve 3 olmak üzere çizilmektedir.Ayrıca G.Funokoshı  ilk gösteride Kushanku katasını çizmiştir.
Devam edecek…
Continue Reading

Hakan ALPAY

HARA

Published

on

ZEN düşüncesinde, vücudun enerjisinin toplandığı merkez noktasına verilen isimdir. Göbek deliğimizin 4 parmak altındaki bölgedir. Enerjimizin biriktiği ve vücuda yayıldığı bölge olarakta tanımlanır. 

Karate do sanatında kuşakların, bel bölgesine bağlanmasının sebebi de buradaki enerjinin açığa çıkmasını sağlamaktır.

Kemer, bel bölgesini iki kez dolandıktan sonra olarak isimlendirilen noktanın üstüne baskı yapacak şekilde düğümlenir. KIAA olarak isimlendirilen zafer çığlığı olan bağırış bu bölgeden açığa çıkar.

Tamamen, nefes kontrolü ile ilgili çalışmalar yapılarak bu bölge aktif hale getirilir. Mevcut,bölge burundan alınan nefesin yutulması şeklinde bir işlem yaparak, alınan nefesin sırt bölgesinden geçtiği ve kuyruk sokumundan HARA bölgesine geldiği HİSSEDİLİR. Bu hissedilen nefes karın bölgesini alttan yukarı ve dışarı doğru itiş yapılarak aktif hale getirir. Atak veya blok için
hazır hale gelir. Bu anda vücudun her organı acil durumlar için gerekli hazırlıklarını yapmış halde beklemektedir.

Nefes kontrolü, bilhassa karate do ruhunu yansıtan KATA larda, açıkça ifade edilir. Tradiational karate do, KİHON çalışmalarında HARA kullanımı mükemmeldir. Nefesi bilinçli kullanmak ve HARA birbirini tamamlayan iki ana faktördür.

SUMO güreşlerindeki temel prensipte, HARA nın amaca uygun kullanılması şeklindedir. Patlayıcı ve çabuk kuvvetin gerçek uygulanış şeklini SUMO güreşlerinde görebiliriz.

TAICHI, çalışmalarında HARA nın kontrollü kullanımı abartılı şekilde sunulur.
O kadar ileri gidilir ki  karın bölgesine gelen atak yumuşak sert şekilde
kontrol edilir.

HARA gelişimi ve kontrolü, uzun yapılan egzersizler sonunda elde edilir. Günümüzde KATA çalışmalarında gördüğümüz kişilerin yapmaya çalıştıkları HARA çalışmaları tamamen abartılı, amaçsız ve tesirsiz  nefes verme işleminden başka bir şey değildir.

Görüldüğü gibi, HARA yapılan sporun özelliklerine göre değişik roller
üstlenmektedir. Bu bakımdan her sporun veya savaş sanatının özelliklerine göre HARA çalışmaları gerçekleştirilir.

Hakan ALPAY

Continue Reading

Hakan ALPAY

Karate-do ve Kuşaklar

Published

on

Karate do camiasında her zaman kullanılan ve bu spor sanatını yapan kişilere yol gösteren bir cümle ile başlamak istiyorum. KARATE DO da kuşaklar olgunlaşma ve mükemmelleşmenin sembolüdür. Bu mükemmellik sadece karate do tekniklerinde değil, büyüklerine sevgi, saygı, toplum kurallarına uymak ve sahip çıkmak , hocalara sonsuz itaat, zayıfları korumak, hoşgörü, inanç, camiayı sahiplenme ve tüm manevi değerler diye devam eder.

Evet, davranış bilimlerinde kişi önce yeme içme gibi günlük yaşam gereksinimleri ile hayata başlar,daha sonra güven ve kendini koruma duygusu gelişir. Diğer aşama olarak sevme ve sevilme duygusu ortaya çıkar ve kendini geliştirme ve gelişme döneminden sonraki bölüm kendine yetme veya en son ulaşılan mertebedir.

Bu safhaları her insan geçirir veya geçirmelidir. Bazı kişilerde bu aşamaları geçiremeden bu dünyadan ayrılmak zorunda kalır. Çok emek ve uzun bir zaman dilimine ihtiyaç vardır. Sevinç, keder, güzellik, çirkinlik, mücadele, yenme, yenilme, başarı, başarısızlık ve her şey……..

Kuşakların renk sıralamalarında aynı mesaj bizlere iletilmiştir.

BEYAZ ve SİYAH

Bu kadar felsefi yazıyı niçin yazdım?

2005 yılının yaz aylarından bir gün dojo da antrenman yaparken uyguladığım tekniklerin ve çizdiğim katalarda bir farklılık hissettim. Ve bu hissiyat her geçen gün daha keyifli hale gelmeye başladı. Ben artık vücudumu iyi bir şekilde kullanabiliyor ve tüm teknikleri hissederek yapıyordum. Bu fiziksel gelişmeye son zamanların birikimi olan zihinsel gelişmelerimde eklenince ortaya müthiş bir güzellik bir eser çıktı.

Bu mükemmelliğin adı bence OLGUNLAŞMA olmalı diye düşündüm

Evet, ben fiziksel ve zihinsel gelişmelerimi tamamladım ve artık KARATE DO öğrenmeye hazırım. O andan itibaren olgunlaşmış bir KARATE KA ve BEYAZ KUŞAKLI olarak karate do hayatıma başladım.

Bu benim için çok önemli bir dönemin başlangıcı. Olgunluk dönemim, evet, alt yapı olarak her şey hazır, en önemlisi ben hazırım. Allah herkese bu hissiyatı bu dünyadayken nasip eder inşallah…

Darısı tüm karate ka ların başına …..
OSS…..

HAKAN ALPAY
KARATE KA

Continue Reading

Trending