Necmettin ÖZDEMİR
Tembellik Ve Kötü Alışkanlıklara Yatkın Olan Bedenimiz
Hemen hemen hepimizin bedeni öyle! Tembellik ve kötü alışkanlıklara uyum sağlamada inanılmaz istem dışı arzu ve istekli olma hali! Kumandanın elimizden kaçması, mantığımızla davranışlarımızın çelişmesi, aklımızla ayaklarımızın birbirini farklı yönlere doğru sürüklemesi anlık, saniyelik bir olgu! Bazen yaptıklarımıza kendimiz bile inanamayız. ‘ Bütün bunları ben mi yaptım?’ deriz ya işte tam o durum sözünü ettiğim!
Dostlarımızın, sevdiklerimizin ihanetlerini kolay kolay affetmeyiz. Ama kendi kendimize yaptığımız kötülükleri ve ihanetleri çok zaman görmezden geliriz. Özelliklede bedenimizin ihanetine karşı oldukça toleranslı davranırız.Oysaki en affedilmez kötülükleri insan başkasına değil kendine yapar.
Yaptıklarımızı çok zaman kabul etmeyiz de! Etrafımızda suçlanacak birileri her zaman bulunur nasıl olsa! Birileri bulunmasa bile bizim için sorun olmaz. Kader deriz, görünmez kaza deriz, Allah tan geldi deriz ! Velhasıl suçu üstümüzden bir şekil de ama kesin olarak atarız.
Sağlığımız için çok zararlı olduğu söylenen sigaraya başlarız. Sırf hava olsun diye! Hem de çok genç yaşta başlarız. Bizi seven hemen ‘ herkes aman ha, sakın ha!’ demiş dilinin döndüğünce sigaranın zararlarını kafamıza sokmaya çalışmıştır. Ama biz yine de ilk fırsat ta sigaraya başlamışızdır.
Alkolle ilk tanışmamızdan önce de birileri bizi çok uyarmıştır!’ İçki tüm kötülüklerin tetikleyicisidir’ diyeni mi dersiniz, ‘rakı kadehte durduğu gibi durmaz’ diyenleri mi dersiniz, bir çok uyarı ve ikaz hepimize yapılmıştır!
Bu ikaz ve uyarıları çoğumuz es geçmişizdir.’ Ele verir talkını kendi yutar salkımı’ diyerek bizi uyaranların kötü alışkanlıklarını öne sürmüşüzdür. Biran durup ya bu adam veya kadın iyi bir şey olsa kendinin de kullandığı bu zıkkımdan niçin uzak durmamı istiyor diye düşünmeyiz.
Ya sigaraya bir şekilde başladıktan sonra,sigaranın zararlı maddeleri tarafından bedeni hızla tahribata uğradığı halde hala inatla sigara içeceğim diye uğraşanlara ne demeli! Adamın sigara yüzünden bir bacağını, sonra diğerini kesmişler, sıra kollarına gelmiş hala sigarayı bırakmayacağım diyor! Buna çare diye ne önerebiliriz?
Ya sigaradan sonra esrarı, içkiyi, onlarda yetmedi her nevinden uyuşturucu, onlar da yetmedi zararlı ne kadar pislik varsa denemeyi alışkanlık yapanlar! Onları kötülüğe sürükleyen şeytanın yuvalandığı in kendi içlerinden başka bir yerde olabilir mi?
Maalesef şeytanın yuvalandığı bir bedene koruyucu melekler kolay kolay yaklaşamıyorlar. Kötülükler ve zararlı alışkanlıklar bulaşıcı hastalıklar gibi insanın en yakınlarından başlayarak hızla yayılabiliyor.
Çözüm mü?
Çözümü uzmanlar bulacak!
Biz ancak acı tecrübelerimize dayanarak önerilerde bulunabiliriz! Ben gençliğimde (iyi) bir sigara tiryakisiydim! Günde iki paket! Sigara kadar olmasa bile içkiyle de aram fena sayılmazdı! Dostlarla iki üç akşam da bir mutlaka bir yerlere gider birkaç şişenin dibini görmeden masadan kalkmayı yiğitliğimizin ayıbı olarak sayardık.Hiç unutmam; bir gece İstanbul’da geç vakitlere kadar içmiş o kafayla direksiyonun başına geçip Gölcük’e gelmeye kalkmıştım. Çok şükür kazasız belasız Gölcük’e döndüm! Ama sabaha karşı, Düzce’yi geçip Bolu Dağına tırmanmaya başlamadan hemen önce direksiyon salladığım yolun Gölcük yolu olmadığını fark edince!
O yıllar gençlik yıllarımızdı! Ama günde iki paket sigara içtiğim için beşinci kattaki evimin kapısına tıknefes ulaşabiliyordum ancak! Tabii her iki katta bir birkaç dakika mola verdikten sonra!
Şimdi elliyi çoktan devirdim. Ama şimdi her bakımdan eskisinden daha gencim..Gençliğimde çıkmakta zorlandığım merdivenleri seke seke çıkıyorum.Gölcük’ten Gaziantep’e kadar bir iki ufak mola haricinde aralıksız direksiyon sallayabiliyorum. Koşu bandının göstergesi yanlış göstermiyorsa ara vermeden 10 kilometreyi 40 dakika da koşuyorum.
Yaptırdığım sağlık kontrollerine göre kilom, şekerim, kolestrolumde normal seviyelerde! E! Bir insan Allah tan daha ne ister!
Bu gençliği, bu kadar sağlıklı olmayı neye mi borçluyum?
On yıl önce sigarayı bir daha tek bir nefes bile çekmemek üzere bırakmaya, içkiyi yalnız özel günlerde içmek koşuluna bağlamaya ve düzenli spor yapmaya başlamaya!
Son on yıldır her yönden aslan gibiyim! Çünkü kendi kendime kötülük yapmamayı öğrendim. Bunları da kendimi övmek için yazmıyorum.Bu yazıyı okuyanlardan belki birkaçını heveslendiririm diye yazıyorum.
Allahın kullarına biçtiği bir ömür var: Uzun veya kısa!
Önemli olan uzun veya kısa yaşamak değil!
Önemli olan sağlıklı bir ömür sürmek! Sağlıklı bir ömür sürmek biraz da kendi elimizde diye düşünüyorum
Sizce de öyle değil mi?
Necmettin ÖZDEMİR
-
RÖPORTAJLAR16 yıl ago
Sn. Dr. Alev ORAL
-
Oğuzhan GENÇ19 yıl ago
Atatürk ve Spor
-
Oğuzhan GENÇ18 yıl ago
Doping
-
Bulut BABA18 yıl ago
Kata Dosyası – Bölüm 3
-
Dr. Alev ORAL17 yıl ago
SHOTOKAN KARATE: Geçmişten Günümüze 2
-
RÖPORTAJLAR17 yıl ago
Sn. Levent AYDEMİR – KUVEYT
-
RÖPORTAJLAR17 yıl ago
Sn. Atilla ÇELİKTÜRK – SUUDİ ARABİSTAN
-
RÖPORTAJLAR17 yıl ago
Sn. Memduh ŞANLI – AVUSTRALYA