RÖPORTAJLAR

Sn. Levent AYDEMİR – KUVEYT

Published

on

Kuveyt Milli Takım Teknik Direktörü Sn. Levent AYDEMİR ile Sn.Hasan OKUŞ’ un Röportajı:

S1: Oss, önce ülkemize sonra da sitemize hoş geldiniz.

C1: Oss… Hoş bulduk, teşekkürler.

S2: Bugün gördüğünüz gibi ülkemizde yapılan ümit genç dünya şampiyonası vesilesiyle siz ve sizin gibi yurt dışında görev yapan bir çok değerli senseimiz burada, şimdi bizler bu fırsat ülkemizi yurt dışında temsil eden siz değerli senseilerimizin yurt dışı tecrübelerinizi genç antrenör arkadaşlarımıza aktarabilmek,

yurt dışında antrenör olmanın zorlukları ve getirilerini birinci ağızdan paylaşıma sunabilmek için bir röportaj dizisi başlatmak istiyoruz. Aslında bu röportaj dizimizi ileri de bir şekilde “iz bırakanlar” başlığı altında Türk Karate DO sunun bütün katmanlarına yayarak bir anlam da Türk karate DO tarihine baş vuru kaynağı oluşturabilecek bir derinliğe sürükleyeceğiz. Ama önce ileri karakollarımız da bir başına mevzi kazan TÜRKİYE yi yaşayan ve yaşatan sizlerle olmak istiyoruz.  İsterseniz bu nokta da hemen sözü size bırakayım çok kısaca biyografiniz..?

C2: 1970 İstanbul doğumlu olup evli ve bir çocuk babasıyım. Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek okulu son sınıf öğrencisiyim. İleri derece İngilizce ile birlikte orta derece Arapça biliyorum. Karate DO çalışmalarına 1980 yılında sensei İsmet TURNA nın dojosunda başladım. 1987 milli takım çalışmalarına alındım. 1988-1998 yılları arasında aralıksız milli takımlarımız da görev yaptım. Bir çok Türkiye şampiyonlukları yanı sıra 1990 Hanoffer 75 Kg Avrupa 3.lüğü , 1996 Fransa açık sıklet Avrupa 3.lüğü ve de 2 kez Dünya karmasına seçildim. Total de 150 den fazla milli takım da görev yaptım.

S3: Müsabıklık yaşamınız boyunca sürekli Kamikaze kulübünde miydiniz..?

C3: Kamikaze bizim doğum yerimiz tabi ki bağlarımız hiç kopmadı ama Sarıyer Belediyesi Spor Kulübü ve İstanbul Emniyet Spor kulübü adına da müsabıklık yaptım.

S4: Antrenörlük fikri ne zaman oluştu..?

C4: Müsabıklık yaşamınız boyunca sürekli en iyi olmak için yoğunlaşıyorsunuz, kendi eksikleriniz, rakiplerinizin artı ve eksileri falan, sonra spor bilimi üzerinde derinleşmeye başlıyorsunuz… Tabi bu birikimleri zamanı geldiğinde aşağıdan gelen gençlerle paylaşmak gibi bir duygu ağar basmaya başlıyor. Yani ben 1997 yılında bu duygularla açılan antrenör kurslarına katıldım ve daha sonra da müsabıklık yaşamıma son verdim.

S5: Müsabıklık yaşamınızı noktaladıktan sonra Türkiye de Antrenörlük yaptınız mı..?

C5: Evet tabi, 1999-2000 İstanbul Emniyet Spor Kulübü, 2000-2001 İst. Büyük Şehir Belediyesi Haldun Alagaş Spor Kompleksin de Karate den sorumlu antrenör olarak görev yaptım.

S6: Peki yurt dışı..?

C6: 2001 yılın da Kuwait milli takımından teklif aldım, tabi evlisiniz yerleşik bir düzeniniz var her şeyi bırakıp yeni bir yaşam biçimi içersine girmek konusunda karar vermek kolay olmuyor. Dolayısıyla bu teklif ortaya çıktığın da kendi kendime şunu sordum “uluslararası boyutta tecrübeler edinmek Karate DO konusun da derinlik kazanmak istiyor musun.!?” Sonra da içimde ki sesi dinledim ve 2001 yılı Temmuz ayında Kuwait Karate Federasyonun da göreve başladım.

S7: Yani 2001 Temmuzundan bu yana Kuveyt mili takımı antrenörüsünüz değil mi?

C7: Aslında KKF da 2001 Temmuzun da başladığım milli takım antrenörlüğü görevim 2005 Temmuzundan itibaren Milli Takım Teknik direktörlüğüne dönüştü ve halen de devam ediyor.

S8: Yuvarlak olarak 7 yıldır yurt dışında yabancı bir ülke de görev yapıyorsunuz bu oldukça uzun bir sure, tabi adetleri,töreleri farklı bir ülkede çalışmanın kendi içerisin de pek çok zorlukları barındırdığı da

muhakkak. Şimdi gurbetlik falan bir yana yabancı bir ülkede görev yapmanın ön şartları nelerdir, böyle bir göreve talip olacak insanlarımıza yol göstermek anlamında bizimle tecrübelerinizi paylaşır mısınız..?

C8: Evet bu çok önemli bir soru. Önce tabi ki iyi derece de dil bilmek gerekiyor. Hemen ardından sorumlu olduğunuz, yönetip motive edeceğiniz insanların ait olduğu toplumsal değerlerini doğru tanımlamanız o değerlerin içerisine nufzetmeniz gerekiyor yoksa ne kadar dil bilseniz yine arada kopukluklar oluşuyor. Uluslararası yarışmalarda sporcuya doğru taktikler vermek kadar hakem paneline karşı yarışma kurallarını çok iyi bilen bir koç olduğunuzu hissettirmeniz, onların sizin karşılaşmalarınız da daha titiz olmalarına zemin yaratmanız gerekiyor. Lojistik desteği her an arkanızda hazır tutmak için İdarecilerle bilgi akışınızı çok sağlıklı tutmanız gerekiyor. Tabi ki teknik ve taktik anlam da bir antrenör olarak güçlü bir alt yapıya sahip olmanız gerekiyor… Aslında çok komplike bir olay ve bu olayların her biri diğerine destek veriyor. Galiba özet olarak şunu söylemek gerekiyor., Profesyonelsiniz , çalıştığınız kurum evinizi ,arabanızı veriyor, maaşınızı aksatmadan ödüyorlar ama kontratlarınız yıllık, her yıl sezon bitiminde olimpiyat komitesi görevlileri ile Federasyon idaresi oturup yıl boyunca yapılan çalışmaları denetimden geçiriyorlar, eğer kontratınızı bir yıl daha uzatmak istiyorsunuz her yıl çıtayı biraz daha yükseltmeniz gerekiyor. En küçük bir başarısızlığa tahammülleri yok. Onun için iyi olmak, profesyonelliğin gereklerini sonuna kadar yerine getirmek zorundasınız. Dilerim yurt dışında görev yapmaya talip olacak insanlarımız için bu söylediklerim yol gösterici olur.

S9: Kuveyt coğrafi konumu itibarıyla bir Asya ülkesi yani bizim geleneksel hale dönüşen Uluslararası Boğaz İçi Turnuvamız, Balkan Şampiyonamız,Avrupa ve Dünya şampiyonası gibi hedeflerimiz oluyor. Siz o coğrafya da hangi yarışma hedeflerine odaklanıyorsunuz..?

C9: Bu bölgede her yıl düzenlenen Haliç turnuvası var, Bahreyn, Saudi, Katar, BAE, Kuveyt, Umman gibi bölge ülkelerini kapsayan ama çok önem verilen bir turnuva bu. Her iki yıl da bir Arap Şampiyonası ki bu Kuzey Afrika dan buralara kadar çok geniş bir coğrafyaya yayılan büyük bir turnuva, Open Paris, Boğaz içi, Hollanda open, İslam Oyunları, Asya Şampiyonası, her 4 yılda bir Asya olimpiyat oyunları ve Dünya şampiyonaları başlıca bu turnuva ve organizasyonlara katılıyoruz.

S10: Çok kısaca bu yarışmalarda Kuveyt ‘in kürsü şansı nedir..?

C10: Öncelikle şunu söylemeliyim, Kuveyt nüfusu da yüz ölçümüyle orantılı olan küçük bir ülke. Kendi kıtamızda Japon ya, İran gibi dünya Karatesinde de söz sahibi ülkeler var ki biz onların 70’te, 80’ de bir nüfusa sahibiz açıkçası savaşımız imkansıza karşı..!

S11: Evet tespitleriniz doğru rakipleriniz çoktan seçme şansı olan ülkeler sizse elinizdeki tüm imkanları sonuna kadar kullanmak durumundasınız. Peki soruyu bir de şöyle tekrarlayalım Kuveyt katıldığı uluslararası şampiyonlarda nasıl bir madalya sıralaması elde ediyor.

C11: Her şeye rağmen Kuveyt bölgesinde Karatenin lider ülkesi her yıl yapılan Haliç turnuvasının açık ara lideriyiz, daha geniş bir örnek vermemi isterseniz 5 sporcu ile katıldığımız son Asya Olimpiyatlarında 2 altın 1 gümüş çıkarttık …

S12: Sensei o bölgede görev yaptığım süreçte tanık olduğum bir şey var, ben sormazsam sizin değinmeyeceğinizi biliyorum ve şimdi yeri gelmişken onu da açalım istiyorum, size Kuveyt’in sağlamış olduğu maddi olanaklardan çok daha cazip imkanlar sunan ülkeler oldu ama siz o transferleri reddettiniz  neden..?

C12: Buraya geldiğimde Kuveyt Karatesi fasit bir dairenin içerisinde kendisini tekrar edip duruyordu. İlk yıllarda Sporcu ve idarecilerin güvenini kazanmak, bir sistem kurup onu oturtturmak için yaşadığım zorlukların siz yakın tanığısınız. Yani tam sistemi kurduğum dereceler gelmeye başladığı, alt yapının belirginleşmeye başladığı ve Federasyonun teknik anlamda tamamen benim sorumluluğuma verildiği bir süreçte ortaya çıktı bu teklifler. Evet teklifler hakikaten kışkırtıcı idi ama para her şey değil ki… Bir antrenör olarak kurduğunuz sistemin işlediğini görmek, ekibinizi arzu ettiğiniz hedeflere kanalize edebilmek ve tabiri caizse ipi göğüslemek hiç bir maddi karşılığı olmayan ve her antrenörün yaşamak istediği bir hazdır. Biraz daha fazla maddi imkanlar var diye hedeflerime ulaşmaya başladığım bir süreçte yeniden sil baştan başka bir ülkeye gitmeyi ilke olarak doğru bulmadığım için o tekliflere sıcak bakmadım.

S13: Peki bunca yoğunluğun içerisinde kendi gelişiminize, kendinizi şarj etmeye fırsat yarata biliyor musunuz.

C 13: Tabi ki bunu yapmak zorundayım, antrenörüm ama yarışma kurallarını en az faal bir hakem kadar yakından takip etmek zorundayım bunun için WKF nin açtığı kurslara katılıyorum evet hakemlik yapmıyorum ama WKF nin resmi hakemiyim. Teknik direktörlük kurslarına katılıp bilgi ve tecrübelerimi

tazeliyorum, şu an lisansiye teknik direktörüm. Bilgi nerede ben oradayım, bu uzun soluklu bir koşu, bir an için durmak bile çok gerilere düşmek anlamına gelir..

S14: Bu pek hoşuma giden bir soru değil aslında ama tamamlayıcı olması açısından sormadan da geçemeyeceğim DAN durumunuz..?

C14: TKF (2002) 5. DAN, Dünya Shotokan Karate Federasyonu (2002) 5. DAN,

WKF 5. DAN, Japon Shotokan Karate Federasyonundan da (2006) 6. DAN, ım.

S15: Siz geleneksel anlamda Shotokan Karate DO yapıyorsunuz ama çalıştırdığınız takım spor Karate ile tatemilere iniyor sizin kişisel anlamda katıldığınız gelişim seminerlerinde tercihiniz ne yönde oluyor Spor karate mi yoksa Geleneksel Karate Do seminerlerine mi gidiyorsunuz..?

C15: İlginç bir soru. Son yedi yılda bu dengeyi iyi ayarladığımı sanıyorum, katıldığım onlarca kurs oldu Geleneksel anlamda radikal Shotokan kurslarında da vardım, spor Karate nin hemen bütün üst düzey kurslarında da vardım…

S16: Peki TÜRKİYE deyince aklınıza ilk gelen şey ne oluyor.

C16: Toprak, Vatan, Bayrak.

S17: Anlıyorum, orada ne kadar iyi koşullar yaratılsa da yine de vatan diyorsunuz daha kaç yıl kalmayı düşünüyorsunuz…

C17: İstifa dilekçemi geldiğim yıllarda kompitürüme yükledim eğer kendime biçtiğim misyonda bir yeterlilik hissi yakalamasaydım daha o zaman dönerdim, çok şükür kendim için ön gördüğüm bütün hedeflerimi sonuna kadar gerçekleştirme şansım oldu ama hani bülbülü altın kafese koymuşlar yinede vatanım demiş o misal bilgisayarımda yüklü duran dilekçemi her an print edebilirim…

S18: Aslında bütün bilgi ve birikimlerinizle buradan öte Türk karatesine hizmet adamlığı yapmanızı biz cani gönülden arzu ederiz ama tabi ki dönüş kararı size kalıyor…

C 18: Kısmet…

S 19: Sensei bizi kırmayıp röportajımıza konuk olduğunuz için hem sitemiz hem de sizin de üyesi olduğunuz Türk Karate-DO ailesi adına teşekkür ediyoruz…

C 19: Ben teşekkür ediyorum…

Oss…

Oss…

Röportaj : S.Hasan OKUŞ

Editör: Fatih Mehmet DOĞAN

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trending

Exit mobile version